Büyük Türkçe Sözlük
* Döl yatağı.
* Oğullanmak işi veya durumu.
* Arılar, oğul durumuna gelmek.
* Oğlu olan.
* Oğul olma durumu.
* Üvey oğul.
* Oğlu olmayan.
* (yemek için) Kez.
* Bkz. ovunmak.
* Bkz. övünme.
* Bkz. övünmek.
* Yaşça yakın, boydaş, yaşıt, taydaş, akran.
* Öğrenmiş, alışmış.
* Alışmış, yadırganmaz olmuş, menus.
* Takım, fırka, zümre.
* çokça birlikte bulunmaktan çok sıkı bir alışkanlık edinmek.
* çok iğrenmek.
* Öğürleşmek işi.
* Öğür olmak, birbirine alışmak, istinas etmek.
* Öğür olma durumu, istinas.
* Öğürmek işi.
* Kusarken veya kusacak gibi olurken öğürtü sesi çıkarmak.
* Böğürmek.
* Öğürtlemek işi veya durumu.
* Ayırmak, ayıklamak, seçmek, temizlemek.