Büyük Türkçe Sözlük
* Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek.
* Yöneltmek, çevirmek.
* Atları, eşekleri ve zebraları içine alan, tek parmaklı memeliler familyası.
* Gelecek.
* fırsatın kaçırılıp artık yapılacak bir şey kalmadığını anlatır.
* İyi nişan alan, attığını vuran kimse.
* Yalancı, asılsız şeyler uydurup söyleyen.
* Atıcı olma durumu.
* Bazı ateşli silâhlar kullanarak yapılan spor.
* Yalancılık, uydurmacılık.
* Yöneltme, çevirme.
* İlişkili bulma.
* İyilik, bağış, kayra, lütuf, ihsan, inayet.
* Karşılık beklemeden gösterilen sevgi.
* Süt veya yoğurt çalkamaya yarar küçük yayık.
* Atılmış, atılan.
* Çabuk davranan, çevik.
* Eski, eski zamanla ilgili.
* Kâğıt, işleme sürecinden veya kullanımdan sonra arta kalan ve kâğıt veya karton üretiminde ve kâğıt hamuru yapımında tekrar kullanılan kâğıt...
* Evlerde, iş yerlerinde kullanımdan dolayı kirlenen ve bina dışına sevk edilen pis su.
* Çabuk hareket edebilen, çevik.
* Çabukluk, çeviklik.
* Tembel.
* İşsiz, aylak.
* Etkisiz, işe yaramaz.
* Bkz. süreduran.
* Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan.
* Girişken.
* Atılgan olma durumu.
* İleri atılma, atılma işi.
* Hızla ilerleme, hamle, savlet.
* Herhangi bir konuda ilerleme çabası, hamle.
* Sayı kazanmak amacıyla yapılan...
* Durumunu geliştirme gücü gösteren, atılım yapan, hamleci.
* Atılmak işi veya biçimi, atılma.