Büyük Türkçe Sözlük
* Ömrü boyunca, yaşadığı süre içinde.
* "ömrün uzun olsun!", "var ol", "sağol" anlamında kullanılır.
* Yaşama veya var olma süresi, yaşam, hayat.
* Çok hoşa giden.
* Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra.
* Neşeli, hoş sohbet, komik, eğlendiren ve beğenilen kimse.
* Sağ kalındığı, yaşandığı sürece.
* Hayatı devam ettiği süre içinde, sağolduğu sürece.
* uzun zaman emek vermiş olmak veya boşuna vakit geçirmiş olmak.
* yaşamak.
* iyi ve rahat yaşamak.
* yaşamı belli şartlar içinde sürüp gitmek.
* Uzun ve üzücü iş.
* Birbiriyle eklemlenince kafatasından kuyruk sokumuna kadar uzanan bir kemik eksen oluşturan omurların bütünü, bel kemiği.
* Gemi kaburgasının...
* Memelileri, kuşları, amfibyumları, sürüngenleri, yuvarlak ağızlıları ve balıkları içine alan hayvan bölümü (Vertebrata).
* Omurgasız çok hücreli hayvanlar (Protostomia).
* Omurga içinde bulunan kanal boyunca uzanan, boz madde ve ak maddeden oluşan sinir dokusu, murdar ilik.
* eli öpülenin öpene "çok yaşa" anlamında söylediği söz.
* Ömrü uzun olan.
* Uzun süreli.
* Ömrü kısa olan.
* Kısa süren, yararsız.
* Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm.
* Kol ile omzun birleştiği yer.
* Yanıbaşı, üstten aşağı.