Büyük Türkçe Sözlük
* Kol kemiğinin başını kürek kemiğinin yuva çukuruyla birleştiren eklem.
* bilmez gibi davranmak.
* Çok sıkışık bir durumda, yan yana, dayanışarak.
* Dayanışarak, birlikte.
* eşit derecede olmak.
* aldırmamak, önem vermemek.
* omzuyla dayanmak.
* destek olmak.
* çok saygı göstermek, yüceltmek, övmek.
* (daha çok, iyi olmayan işlerde) Arkadaş, hempa.
* Arkadaşlık, dayanışma, tesanüt.
* Omzuna alma, omzuna vurma.
* Destek olma.
* Omzuna almak.
* Omzuyla dayayıp itmek.
* Destek almak.
* (bir iş veya görevi) Yüklenmek, sorumluluk almak.
* Alıp götürmek, sırtlayıp kaçırmak...
* Omuzlanmak işi veya durumu.
* Omuzlamak işine konu olmak.
* bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak.
* Omzu olan.
* Rütbeyi göstermek amacıyla omuzlara takılan işaret, apolet.
* Gemilerde baş ve kıç bölümlerinin her bir yanı.
* Omza alınıp iki ucuna yük asılan...
* yük olmak, ağırlık vermek.
* Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı.
* Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı.
* Bir kimsenin ilerisi.
* Yakın gelecek zaman.
*...
* Dokuzdan bir artık.
* Dokuzdan sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam: 10, X.
* pek çok.