Büyük Türkçe Sözlük
* Bazı yabancı dillerde kelime kökünün önüne gelerek kelimeye belirli bir anlam katan ek: normal, anormal gibi.
* Böceklerde göğüs gölgesinde bulunan üç hakladan en öndeki.
* Bir önceki gün, arife.
* Tambura cinsinden, on iki telli bir halk çalgısı.
* Kolun dirsekle bilek arasındaki bölümü.
* Ön kolun iskeletini oluşturan iki uzun kemikten dışta olanı.
* Ön şart.
* Yüksek öğretimde ilk iki yıllık lisans programı.
* Gözde saydam tabaka ile iris arasında kalan boşluk.
* Varlığın yoktan oluşmadığını, tohum durumunda, son derece küçük ve tam olarak önceden var olduğunu, sonradan büyüyüp geliştiğini ileri süren teori.
* Bkz. ön oluş.
* para kazanmak çok güçleşti.
* Değeri çok az veya değersiz, hiç.
* birine hakarette bulunmak, birini kötü duruma düşürmek.
* Hiç parası olmaksızın, parasız.
* küçük çıkar sağlamak için her türlü onur kırıcı işe katlanır.
* isteği yapılmazsa sıkıntıya düşme, düşürme anlamında kullanılan bir söz.
* elinden her işgelir, çok becerikli.
* herkesi lekelemek huyu olanlar için kullanılır.
* Bir işin çözümlenmesinde ilk önce yerine getirilmesi gereken şart, ön koşul.