Büyük Türkçe Sözlük
* On bir oyuncudan oluşan futbol takımı.
* Dizeleri on bir heceli şiir.
* Bentleri on bir dizeden oluşan manzume.
* On bir dereceyle ayrılan iki noktanın aralığı.
* Ona göre, onun düşüncesince.
* (çok olan şeyler için) O kadar, o denli.
* İlk olarak, başlangıçta.
* (zaman anlatan kelimelerden sonra getirilerek) Şu kadar zamanın geçmiş bulunduğunu anlatır.
* Baştaki, geçmişteki...
* Bkz. ön bilim.
* insanların bencil olduklarını, önce kendilerini, sonra yakınlarını ve sevdiklerini düşündüklerini belirtir.
* Bir şeyi başkalarından önce yapma işi, insiyatif.
* Önde gelmek işi.
* Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce.
* Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık.
* Bir görevde, meslekte kandinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı.
* (çokluk olarak) Bizden önce yaşamış olanlar.
* Sonucun...
* Tanrının her şeyi önceden bildiği dogmasına dayanılarak, her şeyin önceden Tanrıca düzenlenmiş olduğunu anlatan terim.
* Ruhla beden arasındaki ilişkinin Tanrıca önceden düzenlendiğini ileri süren öğreti.
* Öncelemek işi.
* Bir şeyi önceden yapmak, geri bırakmakmak, öne almak, takdim etmek.
* Önceki zamanda, başlangıçta.
* Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, takaddüm.
* Öne alınarak, daha önce olarak.
* Önceliği olan.
* Zamanda başlangıcı olmayan, ezeli.
* Öncesi olma durumu, ezeliyet.
* Başlangıcı olmadığı düşünülen zaman, ezel.