Büyük Türkçe Sözlük
* Dokuma tezgâhlarında mekikle atkı atmak, argaçlamak.
* Atkısı olan.
* Atkuyruğugillerden, kök sapı ömürlü olan, daha çok nemli yerlerde yetişen ve ilâç olarak kullanılan bir bitki (Equisetum arvense).
* Genç...
* Eğrelti otugillerden, örneği atkuyruğu olan bir bitki familyası.
* fesat karıştırmak, ara bozanlık etmek.
* bir işin bittiğini veya tehlikenin atlatıldığını anlatır.
* Atlamak işi.
* Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir...
* Yüksekliği 1.70'e ayarlanabilen ve atlamalar için kullanılan beden eğitimi aracı.
* Daha iyi bir duruma geçmek için araç olarak kullanılan yer veya kimse.
* Suyu geçerken üzerine basıp atlamak için konulan büyük taş, atlangıç.
* daha iyi bir yere geçmek için bir durumu veya bir kimseyi araç olarak kullanmak.
* Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak.
* Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek biçimde kendini bırakmak.
* Binmek.
*...
* Çocukların atlama oyunu.
* Atlandırmak işi.
* Ata bindirmek veya binecek at vermek.
* Suyu geçerken üzerine basıp atlamak için konulan büyük taş, atlama taşı.
* Atlanılmak işi.
* Atlanmak.
* Atlanmak işi.
* Ata binmek veya at edinmek.
* Atlamak işi yapılmak.