Büyük Türkçe Sözlük
* Kısa sürede insanlarla kaynaşıp dost olabilen, kendini çabucak sevdiren.
* Sokulgan olma durumu.
* Sokulmak işi.
* Sokmak işine konu olmak.
* Girmek.
* Yanaşmak, yaklaşmak.
* Sökülmek işi.
* Sökmek işine konu olmak.
* (genellikle para için) istemeyerek vermek, harcamak.
* Sokulmuş olan.
* Sokulmuş olarak.
* Sökülmek işi veya biçimi.
* Sokulmak işi veya biçimi.
* Sökme işi.
* Lokma.
* Yufka ekmeğinden yapılan dürüm.
* Bkz. kuyruk sokumu.
* (birçok kişi veya şey) birbiri ardından gelmek, görünmek, anlamına gelen sökün etmek deyiminde geçer.
* Sökülen şeyin parçası.
* Ağaçlık yerden açılan tarla.
* gözden çıkarmak, kıymak, feda etmek.
* Köstebek.
* Sönmüş, içeriye batmış.
* Bir gözü kor.
* Sökmek işi veya biçimi.
* Sokmak işi veya biçimi.
* Sokuşmak işi veya durumu.
* Dar bir yere sokulmak.
* Usulcacık araya girmek.
* Sokuşturmak işi.