Büyük Türkçe Sözlük
* Ordövlerin servisinde kullanılan küçük el arabası.
* İçine genellikle soğuk mezelerin konduğu özel olarak hazırlanmış tabak.
* Bir devletin silâhlı kuvvetlerinin tümü.
* Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri.
* Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların...
* Ordonat.
* Kara, deniz ve hava subay ve astsubaylarının buluştukları, sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecek biçimde yapılmış lokal veya yapı.
* Bir orduya komuta eden ve genellikle orgeneral rütbesinde olan asker.
* Ordu karargâhının bulunduğu yer.
* Mızıkçı, dönek, oyunbozan.
* Fesat çıkaran, fesatçı.
* Bacaklardaki varis hastalığı.
* Ordubozan olma durumu, fesatçılık, mızıkçılık.
* Savaş alanına gitmek için yola çıkan Osmanlı ordusunun her türlü ihtiyaçlarını sağlamak için birlikte giden zanaatçılar ve esnafa topluca...
* Ordunun konakladığı yer.
* Ördürmek işi.
* Örmek işini yaptırmak, örmesini sağlamak.
* Ordusu olmayan.
* Duvar.
* Eğrilmekte olan yün, keten gibi şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek.
* Eski yapı veya şehir kalıntısı, harabe, virane.
* Ören durumuna gelmiş yer, harabelik.
* Yasalarla belirlenmemiş olan, halkın kendiliğinden uyduğu gelenek, âdet.
* Örfle ilgili.