Büyük Türkçe Sözlük
* Örselemek işi.
* Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek.
* Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak.
* Örselenmek işi veya biçimi.
* Örselenmek işi.
* Örselemek işine konu olmak.
* Örselemek işi veya biçimi.
* çok önemli şeyleri elde edemeyen kişilerce "nasıl yaşarım" anlamında kullanılır.
* İki uçtan eşit uzaklıkta olan yer veya durum.
* (zaman için) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre.
* Bir şeyin kenarlarından...
* Boksta 71 kg dan 75 kg a kadar olan boksörlerin ayrıldığı kategori.
* Güreşte, güllede ve halterde 72-79 kg ağırlıktaki oyuncuların ayrıldığı...
* Orta büyüklükte olan.
* Orta yükseklikte, boyda olan.
* Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünden (476) başlayarak 1453 'e veya 1492'ye kadar süren çağ.
* Dalga boyu 200 ile 600 m arasında değişen dalga.
* Bitki yapraklarını n tam ortasında bulunan ve yan damarlara göre daha kalın olan damar.
* Dışderi ve iç deri arasındaki hücre katmanı, mezoderm.
* Bir doğru parçasına orta noktasında dik olan doğru.
* Çadırda veya çeşitli yapılarda merkezî ağırlığı yüklenen ve dengeli dağılımı sağlayan direk.
* Toplumun memur, emekli, küçük esnaf, küçük çiftçi...
* Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Suriye, Mısır, İsrail, Lübnan, Filistin, S. Arabistan, Irak ve İran'ı içine alan ülkelere verilen ad.
* Büyük elçiden önceki elçilik aşaması ve bu aşamada olan kimse.
* Ne zengin, ne yoksul olan.