Büyük Türkçe Sözlük
* Yaşbakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan.
* Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen.
*...
* Ortancası olan.
* Ilımlı siyasî görüşe göre, sosyal alanla ilgili sosyal yapıyı koruma veya olduğu gibi sürdürme eğiliminde bulunan partilerin benimsedikleri görüş.
* Ilımlı siyasî görüşe göre, sosyal alanla ilgili köklü değişimleri gerçekleştirmek çabasında bulunan partilerin benimsedikleri görüş.
* Öğrencileri genel eğitim yoluyla bir yandan hayata, bir yandan da liseye hazırlayan üç yıllık orta öğretim okulu.
* ılımlı derecesini bulmak, uzlaştırmak.
* Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi).
* Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem...
* her yanınıçevirmek, kuşatmak.
* ileri sürülmek, herkesin bilgisine sunulmak.
* (bir kimse) bir işi yapmak için kendini göstermek, ortaya atılmak.
* söylemek, ileri sürmek.
* bir işkıvamında iken, biri herkesin zihnini bulandıracak bir söz söylemek.
* delilleriyle göstermek, ispat etmek.
* yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek.
* biri kendini göstermek.
* çıkarmak, göstermek.
* açıklamak.
* (kadın) orta malı olmak, sokağa düşmek.
* herkesin görebileceği yere koymak.
* yaratmak, yapmak.
* anlatılmak, belirtilmek, söylenmek.
* herkes tarafından duyulmak, yayılmak.
* "Bir durumun duyulmamasını, yayılmamasını sağlayan önlemler almak" anlamına gelen örtbas olmak, örtbas etmek deyimlerinde geçer.
* Hayvanların vücudunu örten deri, kıl, tüy, pul gibi dokuların bütünü.
* Bazı organları örten zarlara verilen ad.