Büyük Türkçe Sözlük
* Okuma ve yazma bilgisi.
* Görmede hiçbir bozukluk olmadığı hâlde okuma yetisinin yok olması, aleksi.
* Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek.
* Bu biçimde yazılmış olan bir metnin...
* Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dışodunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea).
* Okuyarak bilgisini genişletmiş, öğrenim görmüş(kimse).
* okunmuş gibi görünmek, öyle farzedilmek.
* Okur yazar, öğrenim görmüş olma durumu.
* (yazı için) Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen.
* (yazı için) Güçlükle okunabilen, düzgün olmayan.
* Okunmak işi.
* Okumak işine konu olmak.
* Okunulmak.
* Belli olmak, açıkça görünmek.
* Çağrıkâğıdı, çağrılık, davetiye.
* Okunulmak işi veya durumu.
* Okumak işi yapılmak.
* Okunmak işi veya biçimi.
* Okuyan kimse, okuyucu, kari.
* Okumasıyazması olan, öğrenim görmüş(kimse).
* Okuryazar olma durumu.
* Dolap, düzen, hile.
* Okutmak işi.