Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. takla.
* Bkz. takım taklavat.
* Taklit yoluyla yapılan.
* Bkz. yansıma.
* bir şeyin veya kimsenin konuşmasını, davranışını daha çok komik bir biçimde tekrarlamak.
* öykünmek.
* bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirmek, evirmek.
* Döndürme, çevirme.
* Bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirme.
* Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma.
* Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme.
* Benzetilerek yapılmış (şey).
* bir şeyin kalpını, sahtesini, yalancısını yapmak, benzetmek.
* bir kimseye veya bir şeye benzemeye çalışmak.
* Antika mobilyanın özelliklerini aynen uygulayarak sonradan yapılan mobilya.
* Bir şeyin benzerini yapan kimse.
* Birinin veya bir şeyin davranışlarını, konuşmalarını tekrarlayarak eğlendiren kimse, mukallit.
* Taklitçi olma durumu.
* Takmak işi.
* Gerçeğinin yerine konulan, eğreti.
* Kendi adından başka eğreti alınan ad, mahlâs.
* Kesilen bir ayağın yerine takılmak üzere plâstik ve benzeri bir maddeden özel olarak yapılmış ayak.
* Takma ayak.
* Gerçek diş yerini tutabilecek biçimde yapılmış eğreti diş.
* Bkz. takma ad.
* Kirpik yerine takılan ve kirpik yerini tutan eğreti kirpik.
* Kesilen bir kolun yerine takılan yapma kol.