Büyük Türkçe Sözlük
* Solumak işi.
* Nefes alıp vermek.
* Sık ve kesik soluklar alıp vermek.
* Zorlanmak, gücünün hepsini harcamak.
* Suda yaşayan hayvanların solunum organı, galsame.
* Solunmak işi.
* Soluk alıp vermek, teneffüs etmek.
* Bütün canlılarda, oksijen alıp karbondioksit verme biçiminde görülen hareket, teneffüs.
* Organizmada solunumu sağlayan organların tümü.
* Bkz. solunum aygıtı.
* Solmak işi veya biçimi.
* Özellikle lâstikleri yapıştırmakta kullanılan koyu, yapışkan madde.
* Çözelti.
* Solutmak işi.
* Solumasına sebep olmak.
* Solumak işi ve biçimi.
* İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan.
* Katışıksız.
* Rıhtımın su üstünde olan bölümü.
* Kemikli balıklardan, hem denizde hem tatlı sularda...
* Uğursuzluk.
* Sürekli kötü şeylerden söz eden ve sözlerinin uğursuzluk getireceğinden korkulan (kimse).
* İlk damıtılan ve içinde anason bulunmayan rakı.
* Cinsiyet hücreleri dışında, vücut hücrelerinin tümü.
* Hayvanlarda yüzün çıkıntılı ve az çok sivri olan ön bölümü.
* Bkz. sumak.
* Kızıl veya yeşil renkte, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermer.
* Bu mermerden yapılmış.