Büyük Türkçe Sözlük
* Gerçekliği algılanabilen, muşahhas, konkre, soyut karşıtı.
* Somut olan şey.
* Beşduyudan biriyle veya birkaçı ile belirlenen varlık.
* Somutlanmak işi veya durumu.
* Somut duruma gelmek.
* Somutlaşmak işi.
* Somut duruma gelmek.
* Somutlaştırmak işi.
* Somut duruma getirmek.
* Somut olma durumu.
* Bkz. şömiz.
* Şilteyi taşımaya ve ona esneklik vermeye yarayan, yaylarla donatılmışkerevet.
* Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı.
* En arkada bulunan.
* Artık ondan ötesi veya...
* Futbolda en geride bulunan savunma oyuncusu.
* En sonda yer alan yer.
* bitmek, tükenmek.
* Pek çok, çok fazla.
* Bazı edebî eserlerde yer alan son söz niteliğindeki bölüm, hatime.
* Son dörtlük.
* Kelimelerin kök veya gövdesine gelen ek.
* Bir akraba veya dostun ölümünde gerekli olan saygıyıgöstermek, töreleri yerine getirmek.