Büyük Türkçe Sözlük
* Bir kimsenin yaşlılığında kavuştuğu rahat, bolluk ve huzur.
* Ocak, kânunusani.
* elinde bulunan son imkanıkullanmak.
* ölümden önce yaşamın son dakikaları.
* Ölümden önceki son anda alınan nefes.
* Hayatın sonu.
* ölmek.
* işişten geçtikten sonra pişman olmanın yararı yoktur.
* Bir kelimenin veya hecenin sonundaki ses.
* Söz sonundaki bir sesin yok olması.
* Bir meyve veya sebzenin mevsiminin sonunda alınan en son ürünü.
* Bkz. son görev.
* bitirmek, sona erdirmek.
* bir işte geç kalan istediği şeyi elde edemez.
* Batmış olan nesnenin yerini ve durumunu akustik dalgalarla belirleyen sistem.
* Bu sistemden yararlanılarak yapılmış, denizaltılarda kullanılan...
* Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri.
* Güz.
* Son bulma özelliği olan.
* Suyun herhangi bir noktadaki derinliğini ölçmek, dip tabakaların yapısını incelemek için kullanılan araç.
* Bir boşluğun içini yoklamaya yarayan...
* Sonda ile yoklama, sondalama.
* Bir durum, bir düşünce ile ilgili olarak yapılan yoklama, araştırma.
* Sondaj çalışmalarının yapıldığıkuyu.
* sonda ile yoklamak, sondalamak.
* bir durum, bir düşünceyle ilgili olarak yoklama yapmak, araştırmak.