Büyük Türkçe Sözlük
* Büsbütün.
* Bütün olarak, tamamıyla.
* Ekonominin bütün alanlarını kapsayan yapı ve oluşum, makro ekonomi.
* Totaliter.
* Bütüncül olma durumu.
* Bütünlemek işi, bütün, tek parça durumuna getirme, tamamlama, ikmal.
* Bütünleme sınavı.
* İlk ve orta dereceli okullarla üniversite ve yüksek okullarda bütünlemeye kalan öğrenciler için genellikle yaz tatili veya dönem sonunda açılan...
* Eksiksiz duruma getirmek, tamamlamak.
* Ufak, bozuk paraları büyük para durumuna getirmek.
* Bütünleme sınavına girmesi gereken (öğrenci).
* bir öğrenci yarıyıl veya öğretim yılı sonunda bir veya birden çok dersten bir kez daha sınava girmek üzere başarısızlığa uğramak, ikmale kalmak.
* Bütünlenmek işi veya durumu.
* Bütünlemek işine konu olmak, ikmal edilmek, tamamlanmak.
* Bütün durumuna getiren veya bütün durumuna getirmek için eklenen, mütemmim.
* Ölçülerinin toplamını 180° ye çıkaran açılardan her biri.
* Bütünleşmek işi.
* Bütün duruma gelmek.
* Bütünletmek işi.
* Bütün durumuna getirmek, tamamlatmak.
* Bütün durumuna getiren, mütemmim.
* Bütünleme işini yapan.