Büyük Türkçe Sözlük
* Madenlerle birleşince tuz verebilen flor, klor, brom ve iyot elementlerine verilen ad.
* Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz.
* Hâlsiz bir biçimde (olan).
* Hâlsizleşmek durumu.
* Hâlsiz bir duruma gelmek.
* Hâlsiz olma durumu, bitkinlik, dermansızlık, takatsizlik.
* Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma.
* Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma.
* Uygun olmayan, beğenilmeyen şey.
* uygunsuz bir söz söylemek, uygunsuz davranmak.
* uygunsuz davranışta bulunmak veya iş yapmak.
* yakışıksız ve kötü bir iş yapmak.
* Birbirine metal sapla bağlanmış iki gülle veya disklerden yapılmış araç.
* Bu aracı iki elle kaldırmayı amaçlayan spor dalı.
* Halter sporu yapan kimse.
* Halterci olma durumu.
* Temiz huylu, iyi ahlâklı.
* Issız yerde yalnız kalma.
* Issız ve kapalı yer.
* Hamamlarda çok sıcak küçük yer.
* çok sıcak (yer, oda).
* görüşmek için yalnız kalıp içeriye kimseyi sokmamak.
* Eski saraylarda girilmesi yasak olan oda.
* Eski tekkelerde dervişlerin yalnızca ibadet etmek ve çile doldurmak için kapandıkları oda.
* İbadetlerini tenhada yapan bir tarikat.
* Bu tarikattan olan kimse.
* (meyve için) Yenecek kadar olgun olmayan.
* İşlenmemiş(madde).
* İdmansız.
* Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan.
* Kaba, toplum...