Büyük Türkçe Sözlük
* Randevucunun işi.
* Randevulaşmak işi.
* İki veya daha çok kişi belli bir yerde veya zamanda buluşmak için sözleşmek.
* belli bir saatte, belli bir yerde buluşmak için biriyle sözleşmiş olmak.
* Verim.
* Verimli.
* Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir, getirim.
* Yatırılmış sermayenin bir kuruluşun veya bir plâsman konusunun gelir sağlayabilme olanağı, verimlilik.
* Gelir getiren, kâr sağlayan, verimli, getirimli.
* Rant işiyle uğraşan kimse.
* Rantçının yaptığı iş.
* Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu değerli evrakın (hisse senedi vb.) geliriyle yaşayan kimse, getirimci.
* Rantçı.
* Rantçılık.
* Gemi, tren, kışla, yatılı okul gibi yerlerde üst üste yapılan yatak yeri.
* "Birdenbire durmak" anlamında rap diye durmak deyiminde geçer.
* Bir birliğin, yürüyüş düzenine girmiş bir topluluğun, uygun adım yürürken çıkardığı ses.
* Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme ve araştırma sonucunu, düşünceleri veya gözlemleri bildiren yazı.
* Hastalığın teşhisini...
* herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucu, düşünce veya gözlemleri yazıyla bildirmek.
* Bir işi, bir konuyu inceleyerek onunla ilgili rapor vermekle görevli kimse.