Büyük Türkçe Sözlük
* bir oyunda görev almak.
* Toplumun statülere bağlı olarak beklediği veya buyurduğu iki veya daha fazla şey karşısında ferdin gösterdiği çelişik istekler, davranışlar.
* Buyrukların veya beklentilerin yönelttiği durumda ortaya çıkan davranışsızlık.
* yalan, uydurma söz söylemek veya içten olmayan davranışlarda bulunmak.
* oyunda rol almak.
* (birinin bir işte) önemli etkisi olmak.
* davranışlarda içtenlik bulunmamak.
* Poker gibi oyunlarda konuşmadan önce zaman kazanmak veya sürülmüş olan parayı artırmak için söylenen söz.
* Motorlu taşıtlarda motorun en az yakıtla çalışma ayarı.
* moturlu taşıtlarda, motor boşta çalışmak.
* (motorlu taşıtta) motoru boşa almak, boşta çalıştırmak.
* herhangi bir işi yavaşlatmak.
* Bağıntılı, izafî, nispî.
* Bağıntıcı.
* Bağıntı, görelik, izafet.
* Bağıntıcılık, görecelik, izafiye.
* Rol yapan kimse.
* Rol yapma durumu.
* Değiştirgeç.
* etkisi bulunmak.
* oyunda belli bir kişiliği sahnede oynamak.
* Kabartma.