Büyük Türkçe Sözlük
* Yel esmeye başlamak.
* Yele karşı durmak.
* Yel esen, yelin estiği, yelli.
* rüzgârlı havada kuytu bir yer, yağmurlu bir havada da uyku tercih edilir.
* Kapı üstlerine konulan eğik saçak biçimindeki örtme.
* Rüzgârdan korunmak için giysilerin üstüne giyilen bir tür üstlük.
* Rüzgârı olmayan, rüzgâr tutmayan, yel esmeyen.
* Sefil bir biçimde gün geçirmek veya geçinip gitmek.
* Osmanlı Devletinde defterdarlıkta günlük hâdiselerin yazıldığı küçük defter.
* Günlük olayların yazıldığı defter.
* Gündem.
* Olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter.
* günlük olayları bir deftere yazıp toplamak.
* Gece gündüz, sürekli.
* Kükürt'ün kısaltması.
* Türk alfabesinin yirmi ikinci harfi. Se adı verilen bu harf ses bilimi bakımından ötümsüz sızıcı dişeti ünsüzünü gösterir.
* Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfi. Şe adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından fışıltılıötümsüz, dişeti-damak ünsüzünü gösterir.
* Sporcuların arasında yaşa ve yaşasın yerine alkış için ya kelimesinin üç kez tekrarından sonra yine üç kez tekrarlanarak söylenir.
* Mutluluk, ongunluk, mut, kut.
* Hz. Muhammed'in yaşadığı dönem.
* Devrisaadet.
* Bir dizi mutluluk.
* Yüksek rütbeli kimselerin evi.
* Mutlu ve huzur içinde yaşanılan yer.
* güle güle yerine kullanılan bir uğurlama sözü.
* Osmanlı döneminde korgeneral ile albay arasındaki rütbeli subaylara ve bu derecedeki vezirlere verilen unvan.