Büyük Türkçe Sözlük
* Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası.
* Vakit, zaman.
* Bir işin yapıldığı belli bir zaman...
* Konum üçgeninin içinde bulunulan yerin saatini veren açısı.
* Vaktin ve saatin düzenli akışını sağlamak amacıyla yapılan ayar.
* Her saatin ilk dakikaları, tam saat.
* bir toplantıda, herkesin dalıp sustuğunda, bu durumu fark eden bir kimsenin söylediği şaka sözü.
* ele geçen fırsattan yararlanmanın tam zamanı.
* Saat kadranı ve rakamlarını dış etkilerden koruyan özel yapılmış cam.
* Saat konulmak üzere pantolonlara özellikle yeleklere yapılan cep.
* Bir tür çiçek.
* Bir yıldızdan ve göğün kutuplarından geçen büyük daire.
* Greenwich başlangıç boylamından itibaren yer yüzünü 24 parçaya ayıran, 15' lık bölümlerden her biri.
* Dünyanın dönüşünden ve meridyen farklığından oluşan zaman aralığı.
* tam bir düzgünlükte, dakik.
* hiç aksamadan, ara vermeden çalışmak.
* Bkz. kule.
* yaşı çok ilerlemiş bulunmak.
* Saat yapan, onaran veya satan kimse.
* Saat yapma, onarma veya satma işi.
* bir şeyin vakti gelmek.
* Tam vaktinde.