Büyük Türkçe Sözlük
* Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevrisindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu.
* Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok...
* sarayda bayramlaşma törenine katılan büyükler, padişahın tahtından sarkıtılmış halı saçaklarını öpmek.
* Saçaklanmak işi.
* Kenarları saçak gibi olmak.
* Saçağı olan.
* Saçalamak işi.
* Saçmak, serpmek.
* Saçalanmak işi.
* Saçılmak, dökülmek.
* Üzerine tencere, tava gibi şeyler koymaya yarayan, ateşüzerine oturtulan, üç ayaklı çember veya üçgen biçiminde demir destek.
* Bkz. sacayağı.
* Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para gibi şeyler.
* Düğün armağanı.
* yaşlanmak.
* doğalı çok olmamış(yetim).
* gelinin başından çiçek, şeker, arpa, para saçmak.
* üstü başı perişan bir hâlde.
* saçı çok uzun olmak.
* eskiden kadınları aşağılamak için kullanılan bir söz.
* Saçılmış, serpilmiş.
* Açık saçık.
* gereğinden veya kaldırabileceğinden çok harcamak.
* içindekini söylemek.