Büyük Türkçe Sözlük
* Saçılmak işi veya biçimi.
* Saçılmak işi.
* Saçmak işi yapılmak.
* Dağılmak, yayılmak.
* Açılıp saçılmak.
* acele etme, sonucun ne olduğunu biraz sonra anlarsın.
* saçı(sakalı) aklaşmaya başlamak.
* saçı ağarmaya başlamak, yaşlanmak.
* ilerlemiş yaşına yakışmayacak biçimde.
* çok üzülmek, üzüntüsünden dövünmek.
* (kadın) özveri ile çalışıp hizmet etmek.
* Saçılıp dağılan şey döküntü.
* parasını düşüncesizce, boşuna harcamak.
* Saçmak işi veya biçimi.
* Azar azar saçmak, dağıtmak, serpmek.
* Rastgele saçmak.
* Dağıtmak.
* Rastgele geçmek.
* Bir mantarın oluşturduğu, kılları döken bir deri hastalığı, kılkıran.
* yaşı ilerlemiş bulunmak.
* Saçı olan.
* Bir tür meşe (Quercus cerris).
* Yaşlanmış (kimse), aklı başında olması gereken.
* Saçmak işi.
* Yersiz, akla aykırı, tutarsız söz.
* Bir tür balık ağı, serpme ağ.
* Avda kullanılan fişeklerin içine konulan, türlü boylardaki...