Büyük Türkçe Sözlük
* Çamurlaşmak işi.
* Çamur durumuna gelmek.
* Sataşmaya koyulmak.
* Çamurlatmak işi veya biçimi.
* Çamur sürdürmek, çamurla sıvatmak.
* Çamur bulaşmış, üstünde veya içinde çamur bulunan.
* Çamuru çok olan yer.
* Paçaları çamurdan korumak için giyilen tozluk.
* Taşıtlarda tekerleklerin üst bölümünü örten parça.
* Ayakkabıların...
* Araçların çamurluklarını yapan veya onaran kimse veya işyeri.
* Çamurlukçunun işi veya mesleği.
* Çamuru olmayan, üstünde çamur bulunmayan.
* Bkz. çiçeği burnunda, çamuru karnında.
* İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağladığına ve ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan madde dışı varlık.
* Yaşama, hayat.
* Güç, dirlik.
* Kişi...
* İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana.
* Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı.
* bir şeyin en önemli yeri.
* En önemli, en çarpıcı.
* Azrail.
* ölüm sıkıntısı ve acısı içinde bunalmak.
* can dostu.
* şiddetle arzu etmek, çok istemek.
* istenilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatır.
* çok korkmak.