Büyük Türkçe Sözlük
* Kökler tarafından topraktan emilip yapraklara kadar çıkan besi suyu.
* Yersiz, yakışıksız söz ve davranışları olan kimse, çiğ adam.
* İşlenmemiş gaz.
* Gerçekleşmeyecek düşünce veya ümit.
* "Belirsiz birtakım sözler söylemek" anlamına gelen ham hum etmek deyiminde geçer.
* Önemsiz, boş söz.
* düzenle veya el çabukluğu ile yapılan, kimsenin akıl erdiremediği iş.
* Bir ürün veya mal oluşturmak için gerekli maddelerin işlenmeden önceki doğal durumu.
* Zıvanalı geçmeleri sağlamlaştırmak amacı ile zıvanadan genellikle üçte biri oranında çıkarılan parça.
* Omuzdan çapraz olarak bele inen bağ, hamaylı.
* Muska.
* İki ağaç veya direk arasına asılarak içine yatılan ve sallanabilen, ağdan veya bezden yapılmış yatak, ağ yatak.
* Ahmaklık.
* Ücretle yük taşıyarak geçinen kimse, taşıyıcı, yükçü.
* Hamal ve benzeri kimseler.
* Arkalık.
* Sırık hamallarının kullandığı ağaç.
* insana kendi işi ağır gelmez.
* Hamallara başkanlık eden kimse.
* Hamal ücreti, hamallık.
* bir işin önemsiz, fakat ağır ve yorucu yükünü taşımak.
* Hamalın yaptığı iş.
* Hamala verilen para, hamaliye.
* Kaba ve ağır iş.
* Gereksiz yere yüklenme.
* Zihni gereksiz bilgilerle doldurma.