Büyük Türkçe Sözlük
* Taksicinin işi.
* Parçalara bölme, bölüştürme.
* Bölme ve bölü.
* Klâsik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının irticalen yaptığı gezinti.
* bölmek, bölüştürmek, pay etmek.
* kısa bir süre çalgıçalmak.
* Bölüntüler.
* Taksilerde kullanılan, ödenecek ücreti gösteren sayaç.
* Kısaltma, kısma.
* Kusurda bulunma.
* Dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik veya düzene, buyruklara ve talimata uymamazlıktan doğan...
* Kusurlar, suçlar.
* Alın yazısı.
* Kusurlu.
* İsteyerek veya plânlı olarak işlenen bir fiilden fail tarafından işlenmemiş olmasına rağmen kanunun cezalandırdığı sonuçların ortaya çıkması...
* Bir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri.
* belli zamanda ödeme şartlarına bağlanmış bir paranın bir bölümünü vermek.
* Taksite bağlanarak, taksitle.
* Az az, bölüm bölüm, kısım kısım.
* bir şeyi belli aralıklarla, belli miktarlarda ödeme şartları ile almak veya satmak.
* Taksitlere bağlama.
* Taksitlere bağlamak.
* Canlıların sınıflandırılması, bu sınıflandırmada kullanılan kurallar bütünü.
* Yerinde konuşma veya davranma.
* Davranış ve sözlerinde uygunluk arayan.
* parçalara ayırmak.
* Kesme, parçalama.
* Aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma.