Büyük Türkçe Sözlük
* çok güvendiği kimse.
* biri için sitem yollu bir şey söyleneceği zaman söyleyenin iyi niyetini belirtmek amacıyla sözün başına getirilir.
* para, çalışma gücü vb. ye...
* Eskiden mecidiyenin on dokuz kuruş hesabıyla ödendiği zaman sağlam para yerine kullanılmış bir deyim, çürük para karşıtı.
* Sağlam para.
* Hiçbir zarar görmeden.
* Trafikte sağtarafta yer alan yol çizgilerinin oluşturduğu bölüm.
* direksiyonu sağa çevirerek sağ yöne git!.
* siyasette ve ekonomide sağ eğilimli olmak.
* rastgele yerlere.
* ortalığı kollamadan, saygısızca.
* Sağalmak işi.
* Sağlığa kavuşmak, iyileşmek.
* Sağaltma işini yapan.
* Asalağı, doğrudan doğruya konakçı üzerinde ortadan kaldıran (ilâç veya işlem).
* Sağaltma işi, tedavi.
* Bir hastalığı yenecek etkenleri ve bu etkenlerin kullanılma yöntemlerini bularak hastanın sıkıntılarını giderme, iyi...
* Sağaltmak işi, tedavi.
* Sağlığa kavuşturmak, iyileştirmek, iyi etmek, tedavi etmek.
* Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur.
* Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının, gök kuzgunumsular takımının bir alt takımı.
* İçki bardağı.
* Güzeli çirkinden ayırt edebilme yetkisinin en yükseği.
* Parlâmentolarda başkanın sağında oturan, gelenek ve göreneklere, mevcut düzene bağlı kalan siyasî görüşü temsil eden kişi veya parti.