Büyük Türkçe Sözlük
* söylenen bir sözü, verilen bir öğüdü benimsemek, davranışlarınıbunlara uydurmak.
* Bir cümleyi oluşturan kelime türlerinin arasındaki ilişkileri inceleyen dil bilgisi kolu, cümle bilgisi, nahiv, sentaks.
* Söz dizimi ile ilgili olan, sentaktik.
* İki kişi arasında sözle yapılan tartışma, söz yarışı.
* konuşmayıbelli bir konuya getirmek.
* Bkz. lâf ebesi.
* Konuşması istekle, zevkle dinlenen kimse.
* o şey üzerinde konuşmak.
* o şeyin dedikodusunu yapmak.
* söylediğini, istediğini, yaptırmak.
* Meselâ, örneğin, söz gelişi.
* Bir düşünceyi açıklamak için örnek gösterileceğinde o örneğe giriş olarak söylenir.
* (bir davranışından dolayı) eleştiriye konu olmak, yerilmek.
* birinin eleştirilmesine sebep olmak, bir kimseye söz gelmesine yol açmak.
* bir kimseye söz gelmesine yol açmak.
* Toplumun ilgisini çeken, çeşitli konuların ele alındığı, karşılıklışaka ve takılmalarla süslenen program, çene yarıştırma, tolkşov.
* doğruluğu ve gerçekliği tartışabilir olmak.
* doğruluğu ve gerçekliği tartışılamayacak kadar açık olan, tersi savunulamayan.
* susmak bazen konuşmaktan daha iyi sonuç verir.
* onuruna dokunan söze dayanamayıp karşılık verir yaradılışta olmak.
* Bir kelimenin yerine bir başkasınıkullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu, kelime karışıklığı, parafazi.
* Gençlerin evlenmeleri için ön anlaşma yapılması, sözlenme.