Büyük Türkçe Sözlük
* Sonuç olarak, özet olarak, kısaca.
* verdiği sözü yerine getirmek, verdiği sözden dönmemek, verdiği sözü tutmak.
* birinin isteklerine, öğütlerine, sözlerine uyarak davranmak.
* sonunda birinin söylediğini kabul etmek.
* Söylediğini yerine getiren, sözünü tutan.
* karşısındakinin konuşmasınıkesip arada hatırlatmak istenildiğinde, izin dilemek için söylenir.
* bir sözü, nereye varacağınıdüşünmeden söyleyen, patavatsız.
* düşündüğünü, karşısındakini kıracak bir söz olsa bile söylemekten çekinmemek.
* üstüne aldığı bir işten vazgeçtiğini söylemek.
* söylemiş olduğu bir sözde haksız olduğunu kabul ederek onun söylenmemiş sayılmasını istemek.
* biri konuşurken söze karışıp onun konuşmasına fırsat vermemek.
* öğüdüne uymak.
* verdiği sözü yerine getirmek.
* verdiği sözü ne olursa olsun yerine getiren bir kişi olmak.
* Çeşit soslu İtalyan makarnası.
* Kasların, özellikle diz kaslarının iradesiz kasılması.
* Tayfölçer.
* Tayfölçümü.
* Kurgu.
* İleride meydana gelebilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama.
* Vurgun, vurgunculuk, ihtikâr.
* İlerde doğabilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak gelir sağlama.
* Kurgusal, düşüntülü.
* Vurguncu.
* Bkz. sperma.