Büyük Türkçe Sözlük
* (hakan sözünün eski biçimi) Hanların bağlı olduğu devlet başkanı, imparator.
* Kağan olma durumu.
* Kağanın yönetimindeki ülke.
* Yazıya geçirmek.
* Taş ve tuğladan yapılmış olan.
* Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, basmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak.
* Yazılı kâğıt...
* İskambil kâğıtlarını oyunculara dağıttıktan sonra koz olacak kâğıdın yüzünü çevirmek.
* Kâğıt dutu.
* Kâğıt balığıgillerden, gövdesi kâğıt gibi ince ve saydam, üzerinde üç siyah benek bulunan kemikli bir balık (Trachypterus trachypterus).
* Kemikli balıklardan, örnek hayvanı kâğıt balığı olan, ince gövdeli, gümüşî renkli balık familyası.
* Dutgillerden, Çin'de ve Japonya'da yetişen, kabuğundan kâğıt yapılan bir ağaç (Broussenetia papyrifera).
* Kanı çekilip benzi solmak.
* Kâğıt helvası yapan veya satan kimse.
* Tekerlek biçiminde, ince, yassı ve gevrek bir çeşit helva.
* Hemen yazmaya başlamak.
* Kemiksiz koyun eti, domates, biber, soğan ve baharat karışımının yağlı kâğıt içerisine konarak fırında pişirilmesi yoluyla hazırlanan bir kebap...
* İskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak.
* İskambil kâğıdı ile oynanan oyun.
* Ambalajlamada kullanılan, gerektiğinde özel makinelerde dikilerek hazırlanan ve kâğıttan yapılan torba.
* Yapılması düşünülmüş olduğu hâlde yapılmamak.
* Kâğıt yapan kimse.
* Kâğıt ve yazı gereçleri satan kimse.