Büyük Türkçe Sözlük
* Sulak yer.
* Sürülmemiş, ot bürümüş toprak.
* Su altında kalan, su basmış tarla.
* Toprak ve rutubet muhafazası amaçları ile çayır ve mera üzerine bırakılan veya başka yerlerden getirilip serpilen her türlü bitki artığı.
* Mal olarak, mal bakımından.
* Mal olarak, malca.
* Cıvanın herhangi bir madenle birleşerek yaptığı alaşım, amalgam.
* Mal ve para ile ilgili, parasal.
* Maliyeye ilişkin, maliye ile ilgili.
* Yüklü, dolu.
* Çok fazla.
* Ekonomik ve malî konuları çözümleyen uzman.
* Kredi açılışını göstermek için çıkarılan ve ikrazcı bankaya finansman yenilemesi yapmayı sağlayan senet.
* Paraya ilişkin konuları esas alan bilim dalı.
* Malî belge.
* Her yıl bütçenin uygulanması için, martın birinden başlayıp ertesi yıl şubat sonunda kapanan süre.
* Kara sevda.
* Kuruntu.
* Sahip, iye.
* sahip olmak.
* Yurtluk.
* İslâmlıkta sünnet ehli denilen dört mezhepten biri.
* Bu mezhepten olan kimse.
* Malikî mezhebi.
* Malik olma durumu.
* En iyisi, en güzeli.
* Açık göz, kurnaz, çok bilmiş.
* Aşağılık ve düzenci kimse.
* İffetsiz.
* Bazen kayıklarda çapa yerine kullanılan, ipe bağlı büyükçe taş.