Büyük Türkçe Sözlük
* babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar, ama çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.
* (erkek için) çocuk sahibi olmak.
* Bir çeşit hamur tatlısı, şambaba.
* Babadan kalan, baba döneminde yapılmış, babanın hatırasını taşıyan.
* Baba evi, baba ocağı.
* (çocuğa göre) Babanın annesi.
* Erkek kümes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı.
* Baba gibi, babaya yakın.
* Cana yakın, olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek).
* Sevgi ve sevecenlikle, cana yakın olarak.
* Babacanlaşmak işi veya durumu.
* Babacan duruma gelmek.
* Babacan olma durumu, cana yakınlık.
* Küçük baba.
* Sevimli, hoş, sempatik baba.
* Babasını çok seven, babasına çok düşkün olan.
* Devletin türlü sınıflar üzerinde babalık ederek bu sınıflar arasında denge kurmaya çalışması işlemi, paternalizm.
* (kadın için) Güçlü ve gösterişli, iri yarı.
* dedelere doğru zincirleme.
* torunlara doğru zincirleme.
* atalarından beri.
* Yelkenli gemilerde direklerin ve gabyanın üstünde bulunan en yüksek bölüm.