Büyük Türkçe Sözlük
* tiyatro eserini veya müzikal bir oyunu, metin, oyun, yorum, dekor, müzik vb. öğeleri birbiriyle uyumlu duruma getirerek sahne için uygulamak...
* Eski Türk mimarîsinde odanın karşıön cephesinde yer alan üç yanıpencereli çıkma, cumba.
* Şahniş, şehnişin.
* Şahnişi olan.
* Kır.
* Çöl.
* Dağ topu gibi katır sırtında taşınmayıp atlarla çekilen top.
* Külte.
* (herhangi bir şey) Parçalanmış, yarılmışolarak.
* Kendi (kendim, kendin...), bizzat.
* Tanışmadan, dışgörünüşü ile, uzaktan.
* Kişiye ait, kişiyle ilgili, ki şinin malı olan, kişisel, özlük.
* Kişiye ait işler.
* Bir kimsenin özel hayatıüzerinde söylenen sözler.
* söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak.
* Kişilik, belirgin özellik.
* Kişi
* Kişilikli.
* Şahsiyetli olma durumu.
* Kişiliksiz.
* Şahsiyetsiz olma durumu, kişiliksizlik.
* Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece.
* İçten olmayan, yapmacık.
* Düzmeci, sahtekâr.
* Sahte işler yapma, düzmecilik, sahtekârlık.