Büyük Türkçe Sözlük
* Bir cismi katı durumdan doğrudan doğruya gaz duruma dönüştürmek.
* Koltukluk.
* Komedilerde hafif meşrep genç kadın veya işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu.
* Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma.
* tanıtlanmak, ispat edilmek.
* Devletçe yapılan para yardımı, destekleme.
* Çocuklar.
* Tutuk evlerinde suçlu çocukların bulunduğu bölüm.
* Ayağın altından geçen, tozluğa veya pantolon paçalarına bağlanan deriden veya kumaştan şerit.
* Mürekkep balığı.
* Badem içi, kavun çekirdeği gibi şeylerden yapılan boza koyuluğundaki şerbet.
* Törelere, ahlâk kurallarına aykırı davranış.
* Yasalara aykırı davranış, cürüm.
* Suçun işlendiği alet veya suçun işlenmesinde söz konusu olan alet.
* İşlenen suçu resmî makamlara bildirme, duyurma.
* ilgiliye, ilgili makama suçu bildirmek.
* yasaya, töreye aykırı bir davranışta veya harekette bulunmak.
* suç sayılmak.
* Birine suç atma.
* Genellikle çocuklarda görülen döküntülü, bulaşıcı, salgın hastalık.
* Suçlamak işi, itham.
* Suç yüklemek, itham etmek.