Büyük Türkçe Sözlük
* Darılmış olan, küskün.
* Soğuk, ilgisiz.
* küskün durumda olmak.
* Dargınlaşmak işi.
* Dargın bir durum almak.
* Dargın olma durumu.
* Buğdaygillerden, tohumları gereğinde buğday yerine besin olarak kullanılan, kuraklığa dayanıklı bir bitki, akdarı (Panicum).
* Güçlükle, uç uca.
* kötü gereçle iyi iş görülemez.
* Dünya, yeryüzü.
* Doğu Hint Adalarında yabanî olarak yetişen, tırmanıcı, meyveleri 6 cm uzunluğunda, 7 mm çapında, koni biçiminde, açık esmer renkli, yakıcı ve...
* Çabuk alınıp darılan (kimse).
* Çabuk alınıp darılma durumu.
* Darılmak işi.
* "Darılmak olmaz", "sakın darılma" anlamında kullanılan darılmaca yok deyiminde geçer.
* Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, ilgiyi kesmek.
* Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek.
*...
* Darıltmak işi.
* Darılmasına sebep olmak.
* bir başarı, bir mutluluk başkası için istendiğinde söylenir.
* Darlaşmak işi.
* Daralmak.