Büyük Türkçe Sözlük
* Geçmek işi yapılmak.
* Bırakmak, terk etmek.
* bol veya çok, aşırı olmak.
* Geçinmek işi, geçinme araçları, geçinme, maişet.
* Anlaşma, uyuşma.
* Geçim sıkıntısı.
* Kişinin kendi çıkarlarını düşünmesi gerektiğini belirtmek için kullanılır.
* Yaşamak için gereken kazancın sağlandığı işyeri.
* Geçinmede çekilen güçlük.
* Yaşamak için gereken kazancı sağlama aracı veya çaresi.
* Geçim sıkıntısı.
* geçinmek için para kazanmak.
* Çevresindekilerle iyi geçinen.
* Yiyecek parası, nafaka.
* Geçimli olma durumu.
* Çevresindekilerle iyi geçinemeyen, kavga çıkaran, huysuz, şirret.
* Geçimsiz olma.
* Çevresindekilerle iyi geçinememek.
* Geçimsiz olma durumu.
* Geçindirmek işi.
* Geçinmesini sağlamak.
* Geçinilmek durumu.