Büyük Türkçe Sözlük
* Lığlanmak işi.
* Üstünde lığ birikmek.
* Lığdan oluşmuş veya üzerinde lığ birikmiş.
* Bitkide kök ve gövdenin sert ve odunsu yapısını oluşturan madde.
* Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek.
* Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı.
* Kaşındırıcı bir deri hastalığı.
* Likenleri inceleyen bilim dalı.
* Tasfiye.
* Alacak ve verecekleri hesaplayarak sonucu belirtmek anlamında likide etmek teriminde geçer.
* Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü.
* Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar.
* Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses.
* (kaptaki sıvı) Akarken lık lık diye ses çıkararak.
* Lıkırdamak işi.
* (kaptaki sıvı) Akarken lık lık diye ses çıkarmak.
* Sıvı, akışkan.
* Kullanılması hemen mümkün olan para.
* Meyve, alkol, esans karışımıyla yapılan şekerli içki.
* Likör ikram edilen küçük, ince ve zarif cam bardak.
* Balıkların iste kurutularak yapılan pastırması.
* Ayakkabıcılıkta kullanılan küçük eğe.
* Gemilerin barınarak yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine uygun kuruluşları olan doğal veya yapay sığınak.