Büyük Türkçe Sözlük
* Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu.
* Tiksinme, tiksinti.
* (birinden) tiksinmek, hoşlanmamak.
* birine veya bir şeye karşı nefret duygusuyla dolu olmak.
* tiksinti duymak.
* nefret etmesine sebep olmak.
* Böbrek iltihabı.
* Canlılığın zorunlu kıldığı ihtiyaç ve isteklerle ilgili, beden arzularıyla ilgili.
* Düşmanlık duygusu, kin besleme.
* Korunma, kendini, öz benliğini koruma.
* bencil.
* bedenin isteklerine uymak, günah işlemek.
* bir şey yapmayıkendisi için ağır, onur kırıcı bulmak.
* beden isteklerinden herhangi birini üstünkörü gidermek, nefsini yatıştırmak.
* Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğuna verilen ad.
* Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir...
* Bkz. neft.
* Siyaha yakın koyu yeşil.
* Neftîleşmek işi veya durumu.
* Neftî olmak, rengi neftîye dönmek.
* Neftîleştirmek işi veya durumu.
* Rengini neftîye çevirmek, neftîleşmesine yol açmak.
* Nefte benzer, nefti andırır, neft gibi.
* Neftîye benzer, neftî gibi.