Büyük Türkçe Sözlük
* Birim kabul edilen herhangi bir şeyin alabildiği kadar ölçü.
* Tahıl ölçmeye yarar kap, kile.
* Dört okkaya eşit ağırlık ölçüsü.
* Herhangi bir...
* Haritanın ölçeğini göstermek için, kenarına çizilen ve her santimetresinin gerçekte kaç kilometreye karşılık olduğunu gösteren doğru.
* Ölçek farkıyla aynen bütünü veren geometrik şekil veya eleman.
* Ateşi karıştıracak demir kol.
* Ölçermek işi veya durumu.
* Sönmekte olan ateşi, lambayı canlandırmak.
* Ölçmek işi.
* En, boy, hacim süre gibi nicelikleri kendi cinslerinden seçilmiş bir birimle karşılaştırıp kaç birim geldiklerini belirtmek.
* Aşırı olmamasına...
* Ölçtürmek işi.
* Ölçmek işini yaptırmak.
* Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan.
* Bu değerlerlendirmede kullanılan birim...
* yapılacak bir şeyin üzerinde kullanılacağı nesneye uygunluğunu sağlayabilmek için o nesneyi ölçmek.
* (terzi) vücut ölçülerini tespit etmek.
* Ölçü bilimi ile uğraşan kimse.
* Ağırlıkları ve ölçüleri inceleyen bilim dalı, metroloji.
* (terziye, ayakkabıcıya, marangoza) yapılacak işle ilgili ölçüleri bildirmek.
* Ölçme işini yapan kimse.
* Ölçme işine konu olabilir fiziksel büyüklük.
* Bir ölçme işlemine imkân sağlayan fiziksel büyüklük.
* Ölçülendirmek işi.
* Ölçme işlemlerini bir düzlem üzerine aktarmak.