Büyük Türkçe Sözlük
* Gacırdamak işi.
* Tedirginlik veren, kulak tırmalayıcı ve düzensiz ses çıkarmak.
* Gacırdatmak işi.
* Gacırdamasına sebep olmak.
* Gacırdarken çıkan ses.
* Kadın, dost, sevgili, metres.
* Torik yavrusu.
* Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı.
* Acımasız bir biçimde, gaddarca.
* acımasız, haksız, insafsız davranmak.
* Gaddara yakışır (biçimde), insafsızca.
* Gaddar olma durumu, kıyıcılık.
* gaddarca, insafsızca davranmak, kıyıcılık etmek.
* Haksızlık etme, zarar verme.
* Acımasızlık, merhametsizlik, kıygı.
* Kıygı, gadir.
* Atom numarası 64, atom ağırlığı 156,9 olan, yüksek ısıda eriyen, birtakım tuzları bilinen, parlak gri renkte katı element. Kısaltması Gd.
* haksız davranışlarla karşı karşıya gelmek.
* Gadretmek işi.
* Haksızlık etmek.
* Gadrolmak işi veya durumu.
* Haksızlığa uğramak.