Büyük Türkçe Sözlük
* Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı.
* Bir kuruluşa bağlı yolcu gemilerinin en eski kaptanı.
* Komodin.
* Yoğun teker.
* Yolcu trenlerinde vagonların bölmelerle ayrılmış bölümlerinden her biri.
* Küçük uzunlukları, çapları ve kalınlıkları doğru olarak ölçmeye yarayan bir ölçü aracı.
* Uzman, yetkili.
* Tekabetçi.
* Derleyip toparlama, derme çatma yapılan iş.
* Dolu.
* Eksiksiz, gerekli her şeyi tamam olan, tam.
* Aynı madde, kumaşvb.den yapılmış olan.
* Üstün nitelikleri kendinde toplayan, mükemmel.
* Bir mobilyanın sadece bir çekmece veya kapağına takılan, kilitlendiği zaman mobilyanın bütün kapak ve çekmecelerini kilitleyebilen özel bir...
* Hemen kavranamayan, çözümü güç olan, karmaşık.
* Karmaşıklık, karmaşa.
* Aynı ekonomik etkinliğe açık sanayinin tesisler bütünü.
* Karmaşık.
*...
* Kompleksi olan.
* Karışıklık.
* Yan etki.
* Öğelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, (şey), karışık.
* Gönül okşayıcı söz, ilgi, gösterici söz.
* Koltuklama.
* Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, gizli düzen.
* Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plân.
* Tuzak.
* bir kimsenin aleyhine çalışmak, onun kötü duruma düşmesini sağlamak.
* bir kimseye karşı gizlice, toplu olarak zarar verici karar almak, tuzak kurmak.
* Komplo kuran kimse.
* Hoşaf.
* Bitki artıklarından yapılan gübre.