Büyük Türkçe Sözlük
* Komposto veya meyve dağıtımı yapmak için kullanılan, genellikle yüksek ayaklı tabak.
* Komposto yapmaya elverişli olan (meyve).
* "Öğelerini birleştirmek, bütünleştirmek, yeniden oluşturmak" anlamında kompoze etmek sözünde geçer.
* Ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma biçimi ve işi.
* Öğrencilere duygu ve tasarımlarını sıraya koyup açık, etkili bir...
* Besteci.
* Aracı.
* Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı.
* Yaraların bakımında veya başka bir maksatla kullanılan, birkaç kat katlanmış bez.
* Bir akışkanı veya gazı, gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan alet, sıkmaç.
* Yol yapımında, dökülen çakılları, kumları bastırıp sıkıştırmak...
* Çoğu kez yassı veya silindir biçiminde katı ilâç, hap.
* Bir konuyla ilgili olarak derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi.
* Bilgisayar.
* Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad.
* Sınır ortaklığı bulunan, mücavir.
* Tepeleri ve birer kenarları ortak olan iki açıdan her biri.
* Komşular arasında gözetilen saygı.
* Pek yakın sayılan yer.
* yakın olmadığı ve sık sık uğranılması gerekmediği hâlde bir yere çok sık gitmek.
* komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar.
* insanların, çevresindekilerin kazancından yararlanma umudunu anlatır.
* Komşu olma durumu.
* Komşularla olan ilişki.
* komşular arasında ilişki kurmak, görüşmek.
* başka bir kimsenin malı bize olduğundan daha değerli görünür.
* İletişim, haberleşme.