Büyük Türkçe Sözlük
* Kömür saklanan veya konulan yer.
* Manda, su sığırı, camız.
* Askerlere, izcilere, öğrencilere jimnastik çalışmalarında veya bir tören sırasında bir durumdan başka bir duruma geçmeleri için verilen buyruk...
* herhangi bir davranış, hareket vb. için buyrukta bulunmak.
* Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda.
* (askerlikte) yönetmek, kumanda etmek.
* Bir asker topluluğunun başı, kumandan.
* Komutanın görevi veya makamı, kumandanlık.
* Bir elektrik akımının yönünü değiştirmeye yarayan araç, anahtar, çevirici.
* Dura kalka.
* Yolculukta konaklayarak, geziye zaman zaman ara vererek.
* Büyük ve gösterişli ev.
* Hükûmet işlerinin görüldüğü yapı.
* Araba veya hayvanla bir günde alınan yol.
* Yolculukta geceyi geçirmek için...
* büyük ve gösterişli (ev).
* Konağı andıran ev.
* Toplu olarak yapılan yolculukta konak yeri sağlamakla görevli kimse.
* Sefere çıkan askerlerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli...
* Konaklamak işi.
* Yolculuk sırasında bir yerde kalıp geceyi geçirmek.
* Konak olmaya uygun yer.
* Konak kadar alınan yol.
* Göçebe ve yolcuların yolculuk veya göç sırasında konakladıkları sulu ve otlu yer, konak yeri.
* Göçebe bir hayat süren, sürekli bir yere yerleşmeyen (aşiret, oba vb.).
* Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm.