Büyük Türkçe Sözlük
* düşünceyi, duyguyu, gücü bir noktada toplamak.
* bilenmek.
* Uzlaşma, mutabakat.
* Kavram.
* Kavramacılık.
* Sanatçıların müzik eserlerini bir topluluğa çalması veya söylemesi.
* Sürekli gürültü.
* dinleyicilere, müzik eserlerini çalmak veya söylemek.
* Bkz. konçerto.
* Tutucu, muhafazakâr.
* Müzik, tiyatro ve bale öğretiminin yapıldığı okul.
* (yiyecek için) Isı ile sterilize edilerek uzun zaman saklanabilecek biçimde kutulanan.
* Bu yolla hazırlanmış yiyecek.
* Konserve yapma veya satmak işi.
* Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşmuş, topluluk.
* Bazı sorunları görüşüp tartışmak için toplanan meclis.
* Taşınmak için gemiye teslim edilen bir mala karşılık olarak verilen alındı.
* Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyasıkonulan, çekmeceli, yüksek mobilya.
* Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından...
* Konsol gibi düz yerlere oturtulacak biçimde yapılmış saat.
* Kısa vadeli bir devlet borcunun yerine uzun vadeli bir borcun alması, tahkim.
* Vadesi uzatılan (borç), pekiştirilmiş.
* Destekli bütçe.
* Vadesi belli olmayan ve yalnızca faizi ödenen devlet tahvili.
* Bir tür iskambil oyunu.
* Tahvil, hisse senedi vb. şeyleri alıp satan kimse.