Büyük Türkçe Sözlük
* Yüz, çehre.
* Somurtkanlık, asık yüzlülük.
* Soğuk davranma.
* öfkeli, kızgın ve somurtkan.
* kaşlarınıçatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak.
* Çirkin yüzlü, çehre züğürdü.
* birine karşıküskün durmak, asık yüzlü olmak.
* utanmaz duruma gelmek.
* asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran.
* utanmaz, sıkılmaz.
* çok asık suratlıkimseler için kullanılır.
* bir kimseye karşıdavranışıdeğişmek, daha sert bir durum almak.
* utanması, sıkılmasıkalmamış.
* tokat atmak.
* Bkz. yüzünden düşen bin parça olmak.
* çok somurtmak, can sıkıntısını açıkça belli etmek.
* yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek.
* Yüzü gülmez, somurtkan.
* Somurtkan.
* Çirkin.
* Aksi, huysuz.
* Somurtkan olma durumu.
* Danıştay.
* Sürçme.
* Sürçmek işi.
* Yürürken yanlışadım atıp dengesini bozmak.
* Dalgınlıkla yanlışbir iş yapmak, yanılmak.