Büyük Türkçe Sözlük
* Sürçtürmek işi veya durumu.
* Sürçmek işini yaptırmak.
* Ağızdan yanlışlıkla çıkan söz, dil sürçmesi, anlamında kullanılır.
* Sesini kesmek, sessiz hâle getirmek.
* Sürdürmek işi.
* Sürmek işini yaptırmak.
* (bir durumun, bir şeyin) sürmesini, olmasını sağlamak.
* Bkz. abonman.
* Bkz. abone.
* Sürdürmek işi veya biçimi.
* Kur'an'ın bölünmüş olduğu 114 bölümden her biri.
* Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet.
* Bir işin üzerinden belirli bir zaman geçerek, onun geçersiz kalması, zaman aşımı, müruruzaman.
* Süreölçeri kullanarak bir yarışta zamanıbelirlemekle görevli kimse.
* Yarışlarda ve eğitimde harcanan süreyi ölçme.
* Vade sonu.
* Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay veya hareketler dizisi, vetire, proses.
* Süre durum durumunda olan.
* Bir cismin içinde bulunduğu düzgün hareket veya hareketsizlik durumunun sürüp gitmesi, hareketsizliğe veya hareketsizlikten harekete kendi...
* Başlangıcından beri aynı biçimde süren, devam eden.
* Süregelmek işi veya durumu.