Büyük Türkçe Sözlük
* Süresi belirli olmayan.
* Süresi belli olmayarak.
* Görünüş, biçim.
* Yazı veya resim kopyası, nüsha.
* Biçim, yol, tarz.
* Yüz, çehre.
* İslâm felsefesinde, varlığın görünen yanına, beşduyu ile...
* (bir belgenin) kopyasınıçıkarmak.
* Görünüşe göre, görünüşte.
* Yalandan.
* kendisini iyi niyetli imiş gibi göstermek.
* birinin iyiliği için çalışıyor görünmek.
* bir şeyin görünüşüne, biçimine benzemek.
* Belirli bir işin kısa süresini çizerek belirleyen araç, kronograf.
* Ülker.
* Kurtçuk.
* Bir kumaşın tarazlanmaması için kıyılarına yapılan seyrek ve çapraz dikiş.
* kumaş kenarlarını zikzaklı bir biçimde kesen ve sürfile yapılmasını gerektirmeyen bir tür makas.
* Sürfile işi yapan makine.
* bir kumaşın tarazlanmaması için kenarına seyrek ve çapraz dikiş yapmak.
* Bitkilerde kök ve sapların gelişebilecek durumda olan uç bölümlerindeki, çok yüzlü, kolay üreyebilir hücrelerden oluşan bir doku türü, meristem.
* Sonsuz olarak, sonsuzluğa kadar, ilelebet.
* (işiçin) uzatmak, sürdürüp durmak.
* Kapının kapanması için arkasına yatay olarak yerleştirilen demir veya ağaç kol, tırkaz, sürme.
* Sürülmüştarlayıbastırmak ve düzeltmek için...
* Tüfeklerde fişek sürüp kovan boşaltan sürgünün elle tutulan kolu.
* Sürgülemek işi.
* Sürgü sürerek kapamak.
* Sürgü ile bastırarak düzeltmek.