Büyük Türkçe Sözlük
* Nekroz görünümünde veya durumunda olan.
* Canlı maddelerin fiziksel ve kimyasal değişimi.
* Yunan mitolojisinde, içenleri ölümsüzlüğe kavuşturan tanrı içkisi.
* Bal özü.
* çok ve çeşitli şeyler.
* (alay yollu) akla gelmedik şaşılacak şeyler.
* Havada bulunan su buharı.
* Hafif ıslaklık, rutubet.
* Büyüme, gelişme, çoğalma.
* Faiz, ürem.
* Nemalandırmak işi veya durumu.
* Nemalanmasını sağlamak.
* Nemalanmak işi.
* (faizin katılmasıyla para) Çoğalmak.
* Beslenmek.
* Osmanlılarca, Avusturya'ya ve halkına verilen ad.
* Havadaki nemin niceliğini ölçüp gösteren alet, higroskop.
* Havadaki nemi emme özelliği olan, higroskopik.
* Nemden ve nemli yerden hoşlanan (bitki), hidrofil.
* Bir yerdeki nemlilik derecesini durağan durumda bulunduran alet, higrostat.
* Neme lâzım.
* "Bu işle ilgilenmem, buna karışmam" anlamında kullanılır.
* Gereksiz, ihtiyaç olmama.
* Doğrusunu isterseniz, doğruyu söylemek gerekirse.
* İlgilenilmesi gereken şeylerle ilgilenmekten kaçınan (kimse).
* Gerekli şeylerle ilgilenmekten kaçınma durumu, bir şeyi umursamama durumu.
* Canlıların zorunlu olarak havanın nemine göre yönelmesi ve yer değiştirmesi, higrotropizm.