Büyük Türkçe Sözlük
* Vıcırdaşmak işi veya durumu.
* Hep birlikte vıcırdamak.
* Döndürerek bir yere sokulan burmalı çivi.
* Çanta ve ayakkabı yapılan tabaklanmış dana derisi.
* Vidalamak işi.
* Vida ile tutturmak.
* Vidalanmak işi.
* Vidalamak işine konu olmak.
* kendini tutamayıp çok gülmek.
* Vidası olan.* Vida ile tutturulmuş.
* Fosseptik kuyularındaki pis suları çekmeye yarayan makine.
* Vidası olmayan.
* Videoteyp.
* Bir video içini ekrana yansıtabilecek bir kayıt içeren kaset.
* Televizyon yayınlarını alıp kaydetmeye ve bir ekran vasıtasıyla seyrettirmeye yarayan cihaz.
* Televizyon yayınlarının kaydedildiği, bir kasete sarılı şerit.
* Video alıp satan veya tamirini yapan kimse.
* Videocunun işi.
* Türlü sebeplerle yerli yersiz çok konuşmayı huy edinmiş (kimse).
* çevresini rahatsız edecek biçimde yerli yersiz çok konuşmak.